ANKARA SANAYİ ODASI BAŞKANI SEYİT ARDIÇ, HAZİRAN AYI MECLİS TOPLANTISINDA GÜNCEL EKONOMİK GELİŞMELERİ DEĞERLENDİRDİ

2025-06-25 00:00:00

ANKARA SANAYİ ODASI HAZİRAN AYI MECLİS TOPLANTISI YAPILDI

ASO BAŞKANI SEYİT ARDIÇ:

“GÜÇLÜ SAVUNMA SANAYİİ TERCİH DEĞİL, ZORUNLULUKTUR”

“SIKILAŞTIRICI POLİTİKALARIN MALİYETİNİ EN ÇOK SANAYİ SEKTÖRÜ YAŞIYOR”

“TEŞVİK VE DESTEKLERİN ÇEŞİTLENDİRİLMESİ, ÜRETİMİN DEVAMLILIĞI AÇISINDAN ÇOK DEĞERLİDİR”

“VİZE SORUNUN ÇÖZÜMÜ İÇNİ TÜM TARAFLAR GEREKLİ ADIMLARI ATMALI”

“YAPISAL REFORMLARIN HIZLA HAYATA GEÇİRİLMESİNE İHTİYACIMIZ VAR”

“DIŞARIDAN BİR TEHDİT OLDUĞUNDA TEK YUMRUK OLMAYI ÇOK İYİ BİLİRİZ”

Ankara Sanayi Odası (ASO) Haziran ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Celal Koloğlu başkanlığında yapıldı. ASO Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç’ın güncel ekonomik gelişmeleri değerlendirdiği, sanayicilerin sorunlarını ve çözüm önerilerini aktardığı toplantıda Türk Eximbank üst düzey yöneticileri, banka tarafından ihracatçılara ve sanayicilere sağlanan desteklere ilişkin meclis üyelerine bilgi verdi. Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Metin Demir de, Filyos Limanı’nın Ankaralı sanayicilere sağlayacağı lojistik katkı konusunda bir sunum yaptı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan ASO Başkanı Seyit Ardıç, jeopolitik gelişmelerin belirsizlikleri her geçen gün daha da artırdığına dikkat çekti. Rusya-Ukrayna savaşının etkilerini, Suriye’de yaşananları konuşurken, şimdi de Orta Doğu’da yükselen yeni bir çatışma dalgası ile karşı karşıya kalındığını belirten Başkan Ardıç, “Gazze’de yaptığı soykırımla tüm insanlığı utandıran İsrail’in İran’a saldırıları, İran’ın misillemeleri ve Amerika Birleşik Devletleri’nin müdahil olmasıyla yaşanan süreç, küresel ölçekte kaygıları zirveye taşıdı” dedi. 

Türkiye’nin yakın coğrafyasında istikrarsızlığı körükleyen bu gelişmelerin, küresel ekonomiyi de derinden etkilediğini vurgulayan Başkan Ardıç, “Enerji fiyatları kaynaklı küresel enflasyon baskısının yeniden artması, merkez bankalarının faiz politikalarını daha da karmaşık hale getiriyor; tedarik zincirlerinde oluşan yeni riskler ise reel sektörü zora sokuyor” ifadelerini kullandı.

 “GÜÇLÜ SAVUNMA SANAYİİ TERCİH DEĞİL, ZORUNLULUKTUR”

Yaşanan bu gelişmelerin, güçlü savunma sanayiinin tercih değil, zorunluluk olduğunu çok net olarak gösterdiğini söyleyen ASO Başkanı Ardıç, şöyle devam etti:

“Savunma sanayiinde dışa bağımlılığı azaltmak ve yerli üretim odaklı teknolojileri geliştirmek, mevcut dönemin en stratejik adımıdır. Ülkemiz bu alanda büyük bir dönüşüm yaşamış, artık kendi imkânlarıyla geliştiren ve üreten bir güç haline gelmiştir. %20’lerde olan savunma sanayiindeki yerlilik oranımız %80’leri aşmıştır. Stratejik bağımsızlığın temel şartlarından olan savunma sanayii, sadece askeri güç anlamına da gelmiyor. Teknoloji üretimi ve yüksek katma değerli sanayinin gelişimine sağladığı katkıyla ekonomik bağımsızlık için de büyük bir güç sağlıyor. Son yıllarda Türkiye'nin yerli ve milli savunma sanayii alanında attığı adımlar, stratejik bir dönüşümün habercisidir. Kamuya ve özel sektöre ait dünya devi şirketlerimiz, yüksek teknolojiye dayalı ürünleriyle küresel pazarlarda söz sahibi olmaktadır. Bugün ülkemiz, silahlı insansız hava aracı üretim ve satışlarında dünyada öncü konuma yükselmiştir. Savunma sanayiimiz adına büyük bir gurur da, milli muharip uçağımız KAAN’dır. Son olarak Endonezya’ya 48 adet satış için ihracat anlaşması imzalandı ve KAAN, bu ülkenin semalarında da yükselecek. Tüm bunlar hem ülkemiz hem de savunma sanayiimizin kalbi Ankara’mız için büyük bir gurur vesilesidir.”

Son dönemde uygulanan sıkı para ve maliye politikalarının, enflasyonla mücadele ve makroekonomik istikrarı sağlama amacı taşıdığını ancak ekonomik aktivitede belirgin bir yavaşlama gözlemlendiğini belirten Başkan Ardıç, “Bu sürecin en tehlikeli yönü ise, sanayi sektöründe yaşanan daralmanın uzun vadeli yapısal tahribata dönüşme riskidir” dedi. Ardıç, sıkı para politikalarının uzantısı olan yüksek faiz oranlarının yatırım ve üretim kararlarını olumsuz etkilediğini krediye erişimi zorlaştırdığını, KOBİ’ler başta olmak üzere reel sektörde ciddi bir tahribat yaşandığını söyledi.

“TEŞVİK VE DESTEKLERİN ÇEŞİTLENDİRİLMESİ, ÜRETİMİN DEVAMLILIĞI AÇISINDAN ÇOK DEĞERLİDİR”

Sanayicilerin yatırım gücünü artırma amacıyla hükümetin attığı adımları yakından takip ettiklerini belirten Başkan Ardıç, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yürürlüğe giren yeni Yatırım Teşvik Sistemi’ni, sanayinin sürdürülebilir dönüşümünü destekleyecek ve yüksek katma değerli üretimi hızlandıracak stratejik bir adım olarak değerlendirdiklerini ifade etti.

Yeni sistemin, özellikle teknoloji odaklı ve dış ticaret dengesini iyileştirici yatırımlara yönelik seçici yaklaşımının, Türkiye’nin kalkınma hedefleriyle uyumlu olduğuna dikkat çeken Ardıç, şunları söyledi:

“Reel sektörümüzün finansmana erişim zorluklarına çözüm getirmesi amacıyla verilecek teşvik ve faiz desteklerinin, yatırımları yeniden canlandırmasını temenni ediyoruz. Yeni Yatırım Teşvik Sisteminin tamamlayıcısı olarak Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi (YTAK) program büyüklüğü de bildiğiniz üzere geçen hafta 300 milyar liradan 500 milyar liraya çıkarıldı. Firmalarımızın yatırımlarına önemli bir ivme sağlayacağını düşündüğüm bu adımlar için Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Orta yüksek ve yüksek teknolojili üretim yapan firmalarımız için sağlanan bu tür desteklerin geleneksel sektörlerimizi de kapsayacak şekilde çeşitlendirilmesi, üretimin devamlılığı ve rekabetçilik açısından çok değerli olacaktır.  

Yılın yarısını geride bırakırken, içimizde hem yorgunluğun hem de umudun izlerini taşıyoruz. Üretmek kolay değil, hele ki belirsizliğin, ekonomik dalgalanmaların ve değişimin böylesine hızlı olduğu bir dünyada hiç kolay değil. Ama biliyorum ki, biz sanayiciler, ne zaman zorlansak, içimizdeki dayanıklılığı yeniden keşfediyoruz. Tüm büyük başarı hikayelerinin böylesi kriz dönemlerinde yazıldığını unutmuyoruz.”

“KALKINMA HEDEFLERİMİZE ULAŞABİLMEK İÇİN SİNAİ ÜRETİM ARTMALI”

Yüzde 2 ile beklentilerin altında gelen 2025 yılı 1. çeyrek büyüme rakamlarını da değerlendiren Başkan Ardıç, verilerin, enflasyonla mücadelede sıkılaştırıcı politikaların maliyetini en çok sanayi sektörünün yaşadığını teyit ettiğini söyledi. Sanayi ve tarım sektörlerindeki daralmaya dikkat çeken Başkan Ardıç, şu ifadeleri kullandı:

“Sanayide yüzde 1,8, tarımda yüzde 2’lik daralma, üretim olmadan büyümeye işaret ediyor. 2024 yılı ilk çeyreğinde yüzde 21,7 olan sanayinin gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı, yüzde 19,2’ye geriledi. İmalat sanayiinde mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı da Haziran ayında, bir önceki aya göre 0.7 puan azalarak, 6 Şubat depremlerinden sonraki en düşük seviye olan %74.4’e düştü. İstikrarlı ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerimize ulaşabilmek için sınai üretimin artırılması büyük önem taşıyor. Enflasyonla mücadelede arz yönünün de güçlü tutulmasının en az talep yönetimi kadar önemli olduğunu defaatle ifade ediyoruz. Arzda yaşanacak şokların hem ilave enflasyonist bir etkiye neden olacağı hem de ihracat ve istihdama olumsuz yansıyarak işsizliği artırabileceği unutulmamalıdır.”

“KAMUDA TASARRUF YAPILDIĞINA İLİŞKİN GÜÇLÜ VE SOMUT ÖRNEKLER, ENFLASYONUN DÜŞECEĞİNE DAİR BEKLENTİYİ KUVVETLENDİRECEKTİR”

Başkan Ardıç, enflasyonla mücadelede başarıya ulaşmanın anahtarının maliye politikasından gelecek güçlü destek olduğunu da belirterek, “Kamuda tasarruf yapıldığına ilişkin güçlü ve somut örnekler, kamuoyunda enflasyonun düşeceğine dair beklentiyi kuvvetlendirecektir. Kamu mali disiplininin sadece gelirleri artırarak değil, harcamalarda tasarrufla da sağlandığı kanaatinin yaygınlaşması, dezenflasyon sürecinde elde edilecek başarının temel belirleyicisi olacaktır” dedi.

“VİZE SORUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN GEREKLİ ADIMLAR ATILMALI”

AB ülkelerine vize sorununa da değinen Başkan Ardıç, “İş görüşmeleri ve anlaşmaları yapmak, fuarlara katılmak için Avrupa Birliği ülkelerine seyahat etmek isteyen iş insanlarının vize başvurusu için randevu bile alamadıklarına da dikkat çekerek, şunları söyledi:

“Biz sanayicilerin defalarca gündeme taşıdığı vize sorununu çok çarpıcı bir şekilde bu kez kim gündeme getirdi biliyor musunuz? Duyunca belki şaşıracaksınız; Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Thomas Ossowski. Gazete haberlerine yansıyan ifadelerini aynen aktarıyorum: ‘İnsanlar vize ran­devusu almak için aylarca, hat­ta bazen bir yıl beklemek zo­runda kalıyor. Bu sürdürülebi­lir bir durum değil. Türkiye ile kurmak istediğimiz stratejik ilişkilerde bu kabul edilemez. Bu, hepimiz için utanç verici.’

AB Büyükelçisi Ossowski, resmi aday ülke olmasına rağmen AB’ye vizesiz seyahat hakkı olmayan tek ülkenin Türkiye olduğunu da belirterek, bazı Avrupa ülkeleri tarafından tanınmayan Kosova’nın, savaştaki Ukrayna’nın, Gürcistan’ın, Venezuela’nın ve hatta ilginç bir şekilde Kolombiya’nın bile AB’ye vizesiz seyahat imkanı olduğunu hatırlatıyor; ‘Stratejik ortak, çok önemli bir NATO müttefiki olan Türkiye’nin vizesiz seyahat imkanı olmaması nasıl olabilir?’ diye soruyor.

Biz de Sayın AB Büyükelçisi’ne soralım? Bırakın vizesiz seyahati, vize randevusu bile alamamak nasıl olabilir? Dış ticaretimizin yarısını gerçekleştirdiğimiz Avrupa Birliği ile yaşadığımız bu vize sorununun artık çözüme kavuşması için tüm taraflar gerekli adımları atmalı ve iş insanlarımızın önündeki bu engel kalkmalıdır.”

“YAPISAL REFORMLARIN HAYATA GEÇİRİLMESİNE İHTİYACIMIZ VAR”

Sanayinin gelişmesi ve sürdürülebilir ekonomik kalkınmaya katkı sağlamak amacıyla sorunları dile getirip, çözüm önerilerini aktardıklarını belirten Başkan Ardıç, yapısal reformların önemine de bir kez daha vurgu yaptı.  

Yapısal reformun sadece teknik bir kavram değil; aynı zamanda bir irade ve vizyon konusu olduğunu söyleyen Başkan Ardıç, “Hukukun üstünlüğünden eğitim sistemine, vergi yapısından iş gücü piyasasına kadar birçok alanda atılması gereken adımlar, geleceğimizi doğrudan şekillendiriyor. Sürdürülebilir büyüme ve orta gelir tuzağından çıkış için enflasyonla mücadele, yatırım ortamı ve iklimi, istihdam piyasası, sosyal yardımlar, eğitim başta olmak üzere birçok alanda yapısal reformların hızla hayata geçirilmesine ihtiyacımız var. Cesaretle, kararlılıkla ve ortak akılla hareket ederek yol almalıyız” dedi.

“DIŞARIDAN BİR TEHDİT OLDUĞUNDA TEK YUMRUK OLMAYI ÇOK İYİ BİLİRİZ”

Başkan Ardıç, konuşmasını şu ifadelerle sonlandırdı:

“Ekonomide, eğitimde, hukukta, demokraside elbette eksiklerimiz, yanlışlarımız olabilir. Zaman zaman farklı düşünebilir, tartışabiliriz. Eleştirilerimizi dile getirir, çözüm önerilerimizi sunarız. Ama mesele memleket olduğunda; dışarıdan gelen bir tehdit, ortak geleceğimizi ilgilendiren bir gelişme söz konusuysa, işte o zaman tüm farklılıklarımızı bir kenara bırakır, bir olmayı, beraber olmayı, tek yürek, tek yumruk olmayı çok iyi biliriz. Biz sanayiciler olarak sadece üretimle, istihdamla, ihracatla değil; aklımızla, vicdanımızla, inancımızla da ülkemizin geleceğine sahip çıkıyoruz. Ortak hedefimiz belli: Başı dik, birliği güçlü, yarınları umut dolu bir Türkiye…”

EXİMBANK DESTEKLERİNE İLİŞKİN BİLGİLENDİRME

ASO Meclis Toplantısı, Türk Eximbank temsilcilerinin, banka tarafından ihracatçılara ve sanayicilere sağlanan desteklere ilişkin yaptığı bilgilendirmeyle devam etti. Toplantıya konuk olarak katılan Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Metin Demir de, Filyos Limanı’nın Ankaralı sanayicilere sağlayacağı lojistik katkı konusunda bir sunum yaptı.



Ek Listesi