Sanayi üretiminin Nisan ayında bir önceki aya göre yüzde 1,3 arttığını belirten Özdebir, Yatırım malları üretimi de Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,7 artış göstermiştir. Kapasite Kullanım Oranı, Haziran ayında yüzde 75,3e yükselmiştir. Sanayi Ciro Endeksi de düşük bir oranda olmakla birlikte Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,6 artmıştır. Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen mevsimsellikten arındırılmış Reel Kesim Güven Endeksi, Haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 1,4 artarak 107,2ye yükselmiştir diye konuştu.
Ekonomide iç gelişmelerden çok küresel ekonomideki gelişmelerin etkili olacağı bir döneme girildiğine işaret eden Özdebir, küresel ekonomide yeni bir dönemin başladığını belirterek, Amerikan Merkez Bankası Başkanı Bernankenin parasal genişlemenin hızının bu yıl sonuna doğru düşebileceği ve gelecek yıl haziran ayında da bitebileceğine ilişkin açıklamaları bedava para devrinin sonuna yaklaşıldığını gösteriyor dedi.
Özdebir, özel sektörün dış borçlarındaki artışına dikkat çektiğini hatırlatarak, bu durumun özel sektör için bir kur riski oluşturduğunu ifade etti. Özdebir, Son günlerde yaşanan gelişmeler bu riski artırmıştır. Nisan ayı itibariyle Türkiyenin kısa vadeli borç stoku 122 milyar dolardır. TLdeki değer kaybı devam ederse, döviz borçlularının üzerindeki yük artacaktır ifadesini kullandı.
Katma değeri yüksek, bilgi ve teknoloji yoğun mal ve hizmet üretiminde henüz dünya ortalamasına yaklaşılmadığını söyleyen Nurettin Özdebir, Türkiyede 1990 yılında bilgi ve teknoloji yoğun sektörlerde yaratılan katma değer milli gelirin yüzde 13ünü oluşturuyordu. Bu oran, 1999 yılında yüzde 26ya yükseldi ise de 2000li yıllarda dalgalanma göstererek 2010 yılında yüzde 22ye geriledi. 1990-2010 döneminde Türkiye, bu kritere göre hep dünya ortalamasının gerisinde kalmıştır şeklinde konuştu.
Ankaranın, diğer illerle karşılaştırıldığında yüksek teknolojide açık ara önde gittiğine dikkati çeken Özdebir, son yıllarda Ankarada düşük ve orta- düşük teknolojili ürünlerden orta-yüksek teknolojilere doğru bir dönüşümün yaşandığına vurgu yaptı.
Küresel ekonomideki son gelişmelerin ekonomik riskleri yükselttiğini belirten Özdebir, siyasi istikrarın öneminin daha da arttığını söyleyerek, daha önce yaptığı itidal çağrısını yineledi.
Yunanistanın bu günlerde münhasır ekonomik bölge sınırını açıklamak üzere olduğunu ifade eden Özdebir, Bizim Yunanistanla 6 mil 12 mil karasuları kavgamız vardı, şimdi Egenin kaynaklarının paylaşımlarıyla ilgili bir kavga çıkmak üzere. Bu arada Türkiyenin imajı sarsıldı ve Türkiyenin tezini savunacak ülkelerin sayısı azaldı şeklinde konuştu.
Suriye Lideri Esadın Başbakan Erdoğan ile eş tutulan bir algının kamuoyunda oluşturulduğunu söyleyen Özdebir, Bunun sonucu olarak bu masa başına oturtulmamamız dahi olmak üzere, oradaki söz hakkımızın kısıtlanması dahil olmak üzere pek çok senaryo uygulanıyor. Bu olayların herkese göre farklı değerlendirmesi olabilir ama bir de ülkemiz açısından dünyada oynanan başka senaryolar açısından da değerlendirilmesi lazım diye konuştu.